Bekir Arı


Önce bu güzel çalışmaya öncülük eden başta değerli arkadaşım Rıfkı Boynukalın ve Anı Bisküvi A.Ş. yetkililerini kutlar, teşekkür ederim. Arkadaşlarımın yazısını okuyunca 1961 yılı lise 1’deki sınıfı hatırlayıp kendimi sizlerle o sıralarda hissettim, çok mutlu oldum. 

Tahsil Hayatım ve Çocukluk Yılları: Ben 03.12.1945 yılında Karaman’ın 20 kilometre güneyinde çamlığın bulunduğu Gökçe köyünde doğdum. Mut’a giderken, çamlıktan sola, asfalttan 2 kilometre gidince (levha var) köyümüze varılır.

Bilindiği gibi köy halkı, 1875’lerde Kafkas göçmenlerinden oluşan ‘’Çerkezler’’, Osmanlı Devleti’nce bu köye yerleştirildiler. 1952’de Karaman Kırmahalle’de babamın aldığı toprak damlı evde oturduk ve İstiklal Okulu’nda 1. sınıfı okudum. Sonra 1953’te Güneş İlkokulu’na yakın, toprak damlı evimizi aldık. Böylece ilkokulu Güneş İlkokulu’nda bitirdim. Ortaokul ve lise 1. sınıfı Karaman’da okudum. Toprak damları tuzlayıp yuvak taşı ile az yuvmadım. Türkçeyi pek iyi bilmeyen babaannem başımızda bulundu. Allah rahmet eylesin ve Allah razı olsun. Lise 2 ve 3. sınıfı Konya Lisesi’nde yatılı okuyup, 1963’te mezun oldum. 1963’te Trabzon KTÜ’de İnşaat Mühendisliği’ni okuyup 1968’de İnşaat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldum.

Askerlik: 1969 Nisan’ında askere gittim. Okul eğitiminden sonra Ağrı’ya istihkam asteğmen olarak gittim. Bir süre sonra İnşaat Emlak Kontrol Mühendisi olarak geçtim. Iğdır, Van, Doğu Beyazıt’ta kontrol mühendisi olarak askeri inşaatlarda çalıştım. Küçük Ağrı Dağı’nda yenilenen ve yeni yapılan karakollarda zorlu şartlarda hem bizlerin hem oradaki askerlerle inşaatta çalışanların çektiklerini birebir gözlemledim.

Ailem: Biz iki kız, iki erkek kardeşiz. Ben üçüncüyüm. 1947-1969 yılları arasında iki erkek ve bir kız çocuğuna üniversite bitirten anne ve babamı rahmetle anıp o günün şartlarında köy yerinde okul yok, şartlar zor olsa da bizleri okutan bu insanların ileri görüşlülüklerini unutmam mümkün değil. İkisine de çok minnettarım. Köyümüzde o zamanlar okul olmadığı halde birçok kişi lise ve üniversite bitirdiler. Burada Remzi Birant ve ailesinin okuma konusunda öncülük ettiğini belirteyim. Onların hemen hepsi 1950 öncesinde lise ve üniversite bitirdiler. Birçoğu akademisyenliği seçerek Türkiye’nin öncü bilim insanları oldular. Ölenlerin hepsini rahmetle anıyorum. Bu değerli köylü büyüklerimin özellikle dede, anne, babalarının öncülüğü köyümüzdeki birçok kişiye örnek olmuş ve böylece çocuklarını okutmuşlardır. Özcan abi iyi bilir; Ahmet Birant Karaman’ın ilk belediye başkanıdır. Köyümüz dünyadaki 5 kıtaya kız verdi, kız aldı. Maalesef çok dağıldık. Şimdilerde köy gününde her yıl buluşuyoruz. Rahmetli Remzi Birant, Konya milletvekili olarak dokuma fabrikası, lise, Konya-Karaman-Mersin yolunu açtırıp, Konya ve Karaman’ın denize ulaşımını sağlayarak ticaretin gelişimine önemli katkıları olmuştur. Rahmetle anıyorum. Ayrıca o zamanın devlet büyüklerinin Karaman’a gelişlerini hatırlıyorum.

Askerlik Sonrası: 1970’de askerlik bitince Karaman Belediyesi’nde sözleşmeli olarak İmar ve Fen İşleri Teknik Görevlisi olarak, meslektaşım ve değerli büyüğüm Belediye Başkanı Özcan Genç’le 1,5 yıl çalıştım. Sonra belediyeden ayrılıp Karaman’da proje, taşeron, özel ve resmi müteahhitlik işleri yaptım. 1973 seçimlerinde bir partinin Belediye Meclis üyesi oldum. Bir yıl kadar reis vekilliği ve 3 yıl Belediye Meclisi İmar Komisyonu’nda Özcan abi ile siyasetçi olarak çalıştık. Birlikte özellikle yetersiz hale gelen İmar planı yapımı, eski kışlanın belediyeye devri ve kışlanın şimdiki yerine taşınması ile besi ahırlarının şehir dışına götürülmesi ve kalenin etrafındaki eski binaların sahiplerine Naldöken’de yerlerine uygun parseller vererek, kimseyi incitmeden taşınma ve istimlâklerin hazırlığı yapılmıştır. Ayrıca Otogar’ı şimdiki yerine yapılmasını sağladık. Bir de yenilenen asfalt şantiyesi için bütün bu hizmetlerde o zamanki tüm partilerin Meclis üyeleri, bakanlık yetkilileri ve Özcan abi ile gayet uyumlu ve verimli çalışmalarımız olmuştur. Emeği geçenlere başta Belediye Başkanı Özcan abi olmak üzere Karamanlılar adına teşekkür ederim.

1983’te ANAP’tan Belediye Meclis üyesi seçildim. 1987’ye kadar rahmetli Belediye Başkanı Hasan Özkaymak (aynı zamanda akrabam) ve her partiden meclis üyeleri ile şehrin ihtiyaçlarının çözümünde uyumlu çalıştık. O dönemlerde hatırlarsınız, Yeminli Büro Yasası çıktı. Aslında yerinde ve çok iyi bir yasa oldu. Neden derseniz; daha önce çıkan İmar Affı Yasalarından farklı olarak sadece bina affı değil, birçok büyük küçük arsa, varisler ve çeşitli nedenlerle onlarca hissedarı olan bu arsalar elden geldiğinde en az ortaklı müstakil parseller haline geldi. Arsalardaki yıkık dökük binalar yıkılıp bir nevi kentsel dönüşüm gibi bir şey yapıldı. Bu kullanılmayan arsalar böylece ekonomiye kazandırılarak az ortaklı parseller oluşturulunca rahatlıkla inşaatlar yapıldı. Böylece kangren haline gelen bu sorun en uygun şekilde çözülmüş oldu. Yeri gelmişken Karaman’daki kentsel dönüşüme şimdi de başlansa iyi olur kanısındayım. Kentsel dönüşümü Karaman’ın var mı tam bilmiyorum.

Karaman bilindiği gibi en az riskli deprem bölgesi olsa da beton, yıllar geçtikçe mukavemetini kaybediyor. Onun için şahsi görüş olarak 1985’ten önce iskân alan binalardan başlayıp önce geriye doğru, sonra 1985’ten bu tarafı kapsayan bir planlama ile kentsel dönüşüme bir an önce geçilmesi iyi olur düşüncesindeyim. Ayrıca verasetler nedeniyle çok ortaklı binalı-binasız-arsa-tarla-bağ-bahçe gibi gayrimenkullerin izale i uygulaması olan yasaya ihtiyaç var kanısındayım. Burada hemen bizden sonraki belediye başkan ve meclis üyeleri de şehrimize ellerinden gelen hizmeti yaptıklarından eminim. Onlara da teşekkür ediyorum.

Karaman’dan ayrılış: 1987’de bir inşaat firmasında inşaat müdürü olarak çalışmaya başlayınca şehrimizden ayrılıp 1991 yılına kadar şantiyelerde çalıştığım için ülkenin birçok yerini gezip gördüm. 1991 yılında Antalya’ya yerleştim. Burada da 2004 yılına kadar özel inşaatlar yaptım. 2005’ten sonra yapı denetim firmalarında çalışmaya başladım.

Evliliğim: 1974’te köyümüzden Ereğli’ye taşınan bankacı Ayla Hanım ile evlendim. 3 mühendis oğlumuz oldu. Maalesef kızım yok. Ortanca oğlumdan 4 yaşında dünya tatlısı bir kız torunum var. Dede olmak ayrı bir şey. Diğer oğlanlar maalesef birçok genç gibi bekâr. Sözlerimi bitirmeden 1989’da Kıbrıs’ta Girne yakınlarında bir gölet şantiyesinde şantiye şefliği yapmıştım. Orada kaldığım sürede Beşparmak Dağları’nı geçerek birkaç kez Magosa’ya gidip geldim. O zorlu, rampası virajlı yolları aşıp Magosa’yı alan kahraman silahlı kuvvetlerimizin bu üstün başarılarından bahsetmemek olmazdı. Hepsini gönülden kutlar ordumuza minnettarlığımı sunuyorum. (Güncel konu Maraş bölgesi açılması) Son sözlerim: Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun, Şair Cahit Sıtkı Tarancı’ya ithafen söylediği gibi, rahmetli Cahit Sıtkı yaşasaydı, şimdiki insanları görse yaş 35 yerine yaş 70 eder, ömrün yarısı derdi. Dediği gibi ben de sizlere sağlıklı, hayırlı uzun ömürler dileyerek birlikte 100 yaş diyeceğimiz günlerde buluşmak umuduyla. Hepinizi canı gönülden kucaklıyorum.

Hoşça kalın sevgili hemşehrilerim ve can arkadaşlarım.

Not: İki kulağımda ciddi işitme kaybı olduğu için iki kulakta kulaklık kullanıyorum. Ancak devamlı takınca iltihap ve ağrı olduğundan fazla takamıyorum. Telefonda görüşmek isteyenler, numaramı arkadaşım Rıfkı’dan alabilirler. Ancak önce ismini ve telefon numarasını yazıp mesaj çeksinler. Ben duruma göre arayan kişiyi telefon ile ararım.

 

Yorumlar