Mehmet Karaman

 

1952 yılında ailenin 2. çocuğu olarak Ermenek’te dünyaya geldim. 1957 yılında Ermenek-Adiller köyünden Karaman’ın Kırmahalle- si’ne taşındık. İlkokulu Karaman İstiklal İlkokulu’nda, ortaokulu Yunus Emre Ortaokul’unda, liseyi Sanat Okulu Torna-Tesviye Bölümü’nde okudum. Ankara Devlet

Mimarlık Mühendislik Akademisi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. 7 yaşında, çocukluğumun en tatlı zamanlarında annemin ölümü ile büyük bir üzüntü yaşayarak, çocukluğuma veda etmek

durumunda kaldım. Ne de olsa annesini kaybeden bir çocuk kimsesizlik duygusunu yoğun olarak yaşıyor. Tıpkı Doğan CÜCELOĞLU’ nun dediği gibi " Annen yoksa, kimsen yok" . İnsanın yaşı kaç olursa olsun, annenin yokluğu ömür boyu ruhunda bir sızı olarak kalıyor. Ben en azından annemi yedi yaşıma kadar görebilmiş, sevgisini yaşayabilmiştim. Ancak küçük kardeşim Hüseyin, annemiz öldüğünde bebekti, onun annemi tanıma gibi bir şansı maalesef olmadı. Annemizin ölümü ile birlikte Hüseyin henüz bebek olduğundan dolayı bakımını teyzem ve eniştem üstlenmişti. Dolayısıyla hem anneyi kaybetmenin acısı hem de kardeşimden ayrı kalacak olmanın üzüntüsü vardı yüreğimde. İlerleyen yıllarda babam ikinci evliliğini yaptı ve bu evlilikten dört kardeşimiz daha oldu. Babamın Garajlar’da işlettiği küçük bir kahvehanemiz vardı. Okuldan sonra o kahvehaneye gidip çay, kahve servisi yaparak babama yardımcı olurdum. Küçük kardeşim Hüseyin’in de artık evimize gelmişti. Babam daha sonra kahvehaneyi, pastaneye dönüştürdü. Pastanemizin ismi Garaj Pastanesi oldu. Aynı zaman da babamın tabelasını “Mustafa KARAMAN ve Oğulları” olarak yazmış olması bize o zamanlarda, birlikten kuvvetin doğacağını ve sorumluluğu almayı öğretmişti. Okuldan sonra pastanemizde yayık ayranı hazırlayıp, poğaça ve meşrubat satışı yaptık. Babam, uzun bir süre Kazım Karabekir Paşa Mahallesi Muhtarı olarak görev yaptı.

Derken zaman akıp geçti ve üniversite yılları başladı. Liseden mezun olduktan sonra abim İsmail’in Ankara’da okuması dolayısıyla ben de onun yanına gittim. Beni Ankara’da kursa yazdırdı ve üniversiteye hazırlanmama yardımcı oldu. Üniversite yıllarında tıpkı çocukluğumda yaptığım gibi, Ankara Hacettepe kavşağında kardeşim Hüseyin’le birlikte yayık ayran satarak hem çalıştım hem okudum. Çocukluktan itibaren çalışmanın bana kattığı hayat tecrübesi ile daha da ileriye doğru adımlar attım. Yaptığım her işin özel olduğunu hissederek, işimi hakkıyla yapmanın mutluluğunu yaşayarak hep daha ileriyi hedefledim. Zaman içerisinde azimle çalışarak, dürüst olarak işimi yaptım. Böylece hayat basamaklarını başarıyla tırmanmaya başladım. 1976 yılında MEB Film, Radyo ve TV Eğitim Merkezi’nde Makine Teknisyeni olarak görev yapmaya başladım. 1978 yılında Ankara Belediyesi’ne Makine Teknisyeni olarak nakil oldum. Gündüzleri çalıştım, geceleri okuyarak üniversiteden mezun oldum ve Belediyenin İnşaat Mühendisi kadrosuna atandım. Belediyelerin ilçelere bölünmesi ile Çankaya Belediyesi’nde İnşaat Mühendisi olarak göreve başladım. Çankaya Belediyesi’nde Fen İşleri Müdürlüğü, Yapı Kontrol Müdürlüğü, Park Bahçeler Müdürlüğü, İmar Müdürlüğü bölümlerinin her birinde ekip arkadaşlarım ile birlikte değişik görevlerde bulundum. En son İmar Müdürlüğü görevinden sonra 2015 yılında 39 yıllık memuriyet hayatımdan emekli oldum. 1991 yılından beri ortağı bulunduğum SANTEK firmasının yönetimini gerçekleştirdim. İkinci kuşakların eğitimlerini tamamlamasının ardından 2012 yılından itibaren oğlum Tunç KARAMAN şirket yönetiminde görev almaya başladı.

Ben Ankara’da memuriyet hayatına devam ederken, abim İsmail KARAMAN’ın öncülüğünde Mustafa KARAMAN ve Ünal ÇOTAK Antalya bölgesinde 1980 yılında Güneş enerjisi ile ısıtma sistemleri imalatı ve satışı amacıyla GÜNSU firmasını kurdular. 1982 yılında küçük kardeşim Hüseyin KARAMAN’IN da firmaya katılımıyla Antalya Eski Sanayi Sitesinde faaliyetlerini geliştirmeye başladı. Başlangıçta AYGAZ tarafından üretilen ürünlerin güneş kolektörlerinin bayiliği yapılmış, daha sonra AYGAZ’dan üretim, makine teçhizat devir alınarak kendi kolektörlerinin imalatına başlandı. 1983 yılında ALANYA‘da bölge ofisi açıldı. Söz konusu bölge şu anda Doğu Akdeniz Bölgesi olarak konumlandırılmış ve alanı genişletilerek faaliyetlerini sürdürmektedir. 1983 yılında Ünal Bey ortaklıktan ayrıldı. İsmail abim de Ankara’dan gelerek şirket yönetiminde yer aldı.1985 yılında Eski Sanayi Sitesindeki iş yeri kapatılarak Merkez bölge ofisi olarak kullanılacak yeni yere taşınıldı. Turizm sektörünün hızlı gelişmesi üzerine otellere, tatil köylerine dönük yüzme havuzları ve süs havuzlarının projelendirilmesi, ekipman imalatı, elektro mekanik tesisat ve montaj işlerine başlandı. Firma, 1989 yılından itibaren ben, abim İsmail, kardeşlerim Mustafa ve Hüseyin ile ortak olduğumuz Günsu Enerji Sistemleri ve Konfor Tesisleri San. Ve Tic. A.Ş. adıyla şirketleşerek faaliyetlerine devam etmeye başladı.

Bu süre zarfında şirket ortakları ile birlikte Ankara’da aynı konularda faaliyet göstermek amacıyla 1991 yılında Santek Havuz ve Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş. firmasını kurduk. 500 m2 merkez ofisi, 1500m2'lik deposunda 30 kişilik personeliyle faaliyet göstermektedir. Santek A.Ş. taahhüt, servis ve satış konularında uzman kadrosuyla tanınan bir isim haline gelmiştir. Santek A.Ş. yıllardır UHE (ULUSAL HAVUZ ENSTİTÜSÜ) üyesi olup, dernek olarak havuz sektörüne kazandırılmış standartlar doğrultusunda müşterilerine hizmet vermektedir.

İsmail abimin Kimya Mühendisi olmasından dolayı kendisinin enerjisi doğrultusunda yapmış olduğumuz yüzme havuzlarının ihtiyacı olan havuz kimyasal ve temizlik ürünleri üretmek için Akdeniz Sanayi Sitesinde faaliyet gösteren firmamız, daha sonra Kazan-Kule kimyasalları ve teknik kimyasallar konusunda faaliyet sürdürmüş ve 1998 yılında Antalya Organize Sanayi Bölgesinde inşa ettiği 20.000 m2 alanda kurduğu fabrikada üretimlerine devam etmektedir. Şirketlerimizin bütününde 400 kişilik beyaz ve mavi yaka personelimiz ile birlikte çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

2004 yılında su kaydırakları sektörünün öncü firması POLİN A.Ş. ile birlikte Antalya Organize Sanayi Bölgesinde Günsu-Polin ortaklığı ile FİPOL A.Ş. firmasını kurduk. 53.000 m2 açık alanda 10.000 m2 kapalı alana sahip bu tesiste üç ayrı bölümde ürün üretilmeye başlandı. Fipol Havuz, kompozit plastik ve fiberglass malzemeden modüler havuz, havuz oyuncakları gibi ürünler üretmektedir. Fipol Marine faaliyetlerine 2008 yılında başladı. CTP teknolojisinin dünyadaki mevcut tüm teknolojileri kullanılarak LARUS marka tekne üretimi yapmaya başladık.

Firmamız, Türkiye genelinde faaliyetlerini sürdürebilmek için İstanbul, Alanya, Manavgat ve Bodrum’da şubeler açarak, diğer bölgelerde bayilikler oluşturarak Türkiye pazarına hitap etmektedir. Ayrıca partnerlerimizle birlikte Dubai, Irak, Kazakistan, Maldivler, Rusya, Moldova başta olmak üzere birçok ülkede taahhüt işi yapmaktayız.

HAYAT YOLCULUĞUNDA AİLE

Üniversite son sınıfta eşim Fulya ile tanıştım ve ömür boyu süreceğine inandığım bu güzel birlikteliğe adım atarak bir yuva kurduk. 1982 yılında Çağla Tuğçe, 1985 yılında Tunç isminde iki evlâdımız oldu. Yıllar yılları kovaladı ve evlâtlarımız da büyüyüp yuvadan uçtular. Onlar kendi çekirdek ailelerini kurdular ve bizim çekirdek ailemiz bu vesileyle daha da büyüdü. Eşim ve benim için torunlarımız Derin ve Mehmet Demir’in ailemize gelmesiyle ikinci baharımız başladı. Derin ve Mehmet Demir bizim için tekrar çocukluğa dönüş, hayata farklı bir pencereden daha bakabilmeyi öğreten çok güzel bir deneyim oldu.

AİLEMİN GÖZÜNDEN BEN

Bu bölümü benim sözlerimden değil kızımın kaleminden okuyor olacaksınız.

Mehmet KARAMAN, yani babam nasıl biri mi? Bunu  anlatması  aslında  zor,  yaşamak  ise  harika.  Benim  babam çınar ağacına benzer, kocaman bir yüreği, sevgiyle bakan sıcacık gözleri  vardır.  Merhametin,  vicdanın  en  güzel  halidir.  Dil,  din,  ırk, canlı, cansız ayrımı asla yapmaz. İki eli kanda olsa, kimin ne durumda ona ihtiyacı varsa, her zaman el uzatır sevdiklerine. Sığınılacak bir liman, güvenilir bir dost, çocukluğumuzun Noel Babası, pikniklerimizin başkahramanıdır. Her aile toplantısında keyiflendirir, şenlendirir sesi ile yüreğimizi. "HANİ KUŞLAR AĞAÇLAR, BİNBİR RENKLİ ÇİÇEKLER" diye başlar şarkı söylemeye, "Kırmızıları giyersin, saçları öne eğersin, beni sevdiğini belli  edersin,  beni  görünce  aniden  gülersin" dizeleriyle  yüzümüzde gülücükler açtırır. Yaşı 69 ama ruhu, enerjisi her daim genç ve dinamik.

Yolculuklar mesela; onunla bir yola çıktıysanız, mola vermeden, gideceğiniz yere varmanız imkânsız. Her mola demek, yol boyunca her yörenin  meşhur  olan  bir  ürününü  tatmadan  geçmemek  demek.  Eli açıktır,  gönlü  boldur.  Masasındakini,  cebindekini  ama  en  önemlisi yüreğindeki o koca sevgiyi herkesle paylaşır. İyi ki varsın, hep var ol. Senin kızın olmak, oğlun, eşin olmak, torunların olmak bizim için çok büyük bir gurur. SENİ ÇOK SEVİYORUZ.

 

Yorumlar