ÖN SÖZ – Sami Ölçer



Bu kitap nedir, nereden çıktı ve en önemlisi bir ölçüsü var mıdır? Bu bir kuşağın anılarıdır. 1940-1950 yılları arasında doğmuş bir demet insan! 

Bu kuşak diğerlerinden biraz farklıdır. Hepsi ikinci dünya savaşı sırasında veya sonrasında dünyaya gelmişleridir. Yani çok kısıtlı imkanların ve yoklukların çocuklarıdır. Hepsinin annesi-babası ilkokul, en fazla orta okul mezunudur. Her ailenin gelir düzeyi neredeyse birbirinin aynısıdır. Yaşantısına gıpta ettiğimiz bir zengin çocuğu yoktur. Hepsinin evi tek katlı, kerpiçten ve toprak damlıdır. Her damda, kar küründükten sonra, damdaki toprağı sıkıştırmak için bir log taşı vardır. Her evin az veya çok bir bahçesi bulunur. Sokak kapıları hiç kapanmaz her zaman açık durur ve bu evlerin hepsi de sobalıdır. Her eve ancak ellili yılların sonlarına doğru en fazla gaz ocağı girebilmiştir. 

Her eve su gene aynı yıllarda gelmiştir. Eve su bağlandığı zaman annemin sevincini hiç unutamam! Bu bizim gibi her gün Aşıran veya Elmedin çeşmesinden bir helke çürük su bir helke de sağ su getirmek mecburiyetinde olan bizler için de sevinç kaynağı olmuştur. Hepimizin anası gerek mayalı gerekse şepit ekmeğini kendisi yapmıştır. Neredeyse kimsenin evinde banyo yoktur. Banyo işi yüklük de bizim evde olduğu gibi evin tam ortasındaki bir çukurda halledilir. 

Tabiat şartları insanları şekillendirir. Karadeniz’de dalgalar sahile vurmaz. Deniz kenarında hoplar dururlar. İnsanları da aynıdır. Ve bu oyunlarına da yansır. Akdeniz’de dalgalar kumsala kadar sakince gelir ve geri gider. Onun için Akdeniz insanları daha sakin ve daha yumuşaktır. Karaman, deprem ihtimalinin neredeyse sıfır olduğu tek ildir. Onun için insanları tedirgin değildir. Toprakları gibi huzurludur. Mesela bu kitapta adı geçen hiç kimse birbiriyle küs değildir kavgalı hiç değildir. 

Karaman’da engin bir hoşgörü ve tolerans vardır. 1980 öncesi her gün sağdan-soldan on kişinin öldürülmesinin normal sayıldığı günlerde Karaman’da bırakın cinayeti tek olay olmamıştır. 

İş bu kitap bu insanların romanıdır. Ayrıca bu kitapta kimse kimseyi yazmamış herkes kendisini anlatmıştır. Peki bu insanlar bu kadar mıdır? Tabi ki hayır bir demettir, bukettir daha çok kişi vardır elbette!

Sözlerimizi değerli hemşerimiz Bekir Sıtkı ERDOĞAN’ın şu dizesiyle bitirelim.
“Velhasılı şu KARAMAN yazıla yazıla bitmez.”

Hoşçakalın!
Sami Yaşar Ölçer



Osmanlı'nın ilk belediye binası (1897)

Yorumlar