Turgut Ölçer
SESSİZ KUŞAK
Sayın Rıfkı Boynukalın bana telefonda "Abi, hayatta neler yaptın, tecrübelerini bize anlatan bir yazı yazar mısın" dedi.
Aşağıda yazmaya çalışacağım, kısa ama çok kısa hayat kırıntılarımı sizlerle,
Ağabey-kardeş tarzında paylaşmak istiyorum.
Ne demiş bir bilge: “HAYAT, SEN PLAN YAPARKEN, BAŞINA GELENLERDİR”
Ben 1936 yılında Karaman’da dünyaya gözlerimi açtım. Daha sonra kardeşim Sami Ölçer ile 1945 yılında tanıştım.
Her ikimizi de yetiştiren anne ve babama sonsuz saygılarımı sunuyorum.
Yeni, geçenlerde bir yerde okudum; 30-40’lı yıllarda doğanlara ‘’Sessiz kuşak ‘’ diyorlarmış. Şimdide yeni nesillere X-Y-Z diye isimlendiriyorlar.
İlkokul çağına geldiğim zaman 2. Cihan Savaşı çıkmıştı, ekmeği ve gıda maddelerini “Karne” ile alıyorduk. Bizde ‘’ sessizce ‘’ bu duruma ayak uydurduk. Orta okul-Lise dönemini de Karaman-Mersin-Konya şehirlerinde tamamladım.
Üniversite için gittiğim İstanbul’un Haydarpaşa Garı’nda tahta bavulun üstünde akrabam Halit Kayserilioğlu’nu beklemeye başladım, tam 6 saat… Kıymetli büyüğüm rahmetli Yurt Müdürü Ahmet Şen’i anmadan geçemiyeceğim. Yurt mevzuunu hallederek derin bir nefes almıştım. İktisadi ve Ticari İlimler Akademisine ( Şimdiki Marmara Üniversitesi ) kaydımı yaptırdım. Benim için en mühim mevzuu iş bulmaktı. Elimde tek bir adres vardı işin olacağı garanti diyordum. Akrabam olan bu zat (ismini yazsam bilirsiniz) su borusu parçalarını üreten fabrikanın Türkiye Baş Bayii. Bana dedi ki dün gelseydin bir odacılık vardı, bugün boş kadromuz yok, ama aklımda olsun, sana haber veririz. Hayatımın ilk tokadını yemiştim…
İlk işim değerli iş adamı rahmetli Halit Tanrıöver’in Sirkeci’deki oto parçaları dükkanında ayda 60 TL aylıkla işe başladım. Yurt aylık ücretini garantiye almıştım. Benim için ‘’hayat maratonu‘’ başlamıştı.
Her insan hayat döneminde üç evreden geçiyor.
Birinci dönem: DOĞUM. (Sizin elinizde değildir )
İkinci dönem: YAŞAM Size biçilen ömür müddetinde, iradeniz ve inancınız dahilinde yaşaya bilirsiniz, size bağlıdır.
Üçüncü dönem: ÖLÜM. Sizin iradeniz dışındadır ve müddetini, zamanını bil- meniz mümkün değildir. Demek ki hayatta, bize bırakılan YAŞAM dönemini çok iyi kullanmamız lâzım. Kendi yaşam dönemimi etraflı olarak anlatacak değilim. İnsanın yaşam müdde tinde uyulması lazım olan bana göre iki hususu yazmadan edemiyeceğim. Birincisi, çok dürüst ve çalışkan olmak. İkincisi ise iyi bir evlilik yapabilmektir. Evlilik, bir şans işidir!.. Kısmen sizin elinizde değildir. Yaşadığınız hayatınızın sıkıntısız ve mesut geçmesi buna bağlıdır. Bu mevzuda ben şanslıyım. 54 yıldır eşimle birlikte bu kutsal müesseseyi yürütüyoruz. İki kızım var, ikisini iyi okullarda okuttuk, Üniversiteden mezuniyetlerine gururla şahit olduk. Bizleri hiç mahcup etmediler. Bu vesile ile Eşime ve çocuklarıma teşekkür ediyorum. Ben, 36 yıllık sanayi iş hayatımda bir çok idari kademelerinde bulundum. Gıda sanayiinde üç büyük fabrikanın kurulması ve idari sorumluluklarını üslendim. Ülkemizde, açıkta satılan gıdaların paketlenmesi çalışmalarına katılarak Türkiye’de ilk defa ‘’VAKUMLU‘’ gıda paketlenmesi sistemini İtalya’dan getirerek ‘’MERA‘’ markası altında zeytin paketini piyasaya takdim ettim. Birçok gıda maddesi vakumlu paketlerde satılmaktadır.
(Yıl 1977…) Gıda Sanayiinden 1976 yılında Tekstil Sanayiine geçtim. Fabrikaya ortak oldum. Başbakan Özal, döneminde İstanbul Tekstil İhracatında 3. gelerek, bronz madalya ile ödüllendirildik.
1990 yılında İstanbul’daki iş hayatımı noktalıyarak ‘’Ziraat ‘’ işine girdim. Halen ERDEK ilçesinde sofralık zeytin üretmekteyim. KARAMAN, hepimizin doğduğu yer. Sanayi hayatında çok iyi gelişmeler gösterdi
Üniversitesi var. Türkiye’de bu gelişmeleri bilen çok az kişi var.Bizler tam olarak bu tanıtımı yapamadık kanaatindeyim. Karaman’lıyım dediğiniz zaman,’ Konya-Karaman mı diyorlar. Vilayet olduğumuzu bile bilen yok.
Bakın ne yapalım biliyor musunuz: Yılda bir sefer, Karamanlı bürokrat, iş adamları kendi dalında isim yapmış Karamanlı hemşerilerimizi toplayarak ‘’Karaman Şurası‘’ adı altında toplantı yapalım. Karaman’ın sanayiini ve genel mevzularını görüşerek kendimizi tanıtalım. Size bir anımı anlatayım.1971 yılı BUMAS Bulgur Fabrikasını kurmak için, rahmetli İBRAHİM DÖLEK-FEHMİ GÜMÜŞ- RAMAZAN IŞIK bana geldiler. Yiğenim, biz bulguru fabrikada üretmek istiyoruz, nasıl yapalım dediler. O tarihte bunu düşünebilen bu insanlar KARAMAN’lıdır. Bu vesile ile BUMAS’ın kuruluşunda emeği geçen rahmetli Adnan Dölek’i anmadan geçemiyeveğim. Bizler bugün çok daha iyi şeyler yapabiliriz. Şimdiki gençlik önce para diyor. Zaman ne kadar değişse de bazı şeyler asla değişmez; Çok çalışacaksın, sevdiğin işi yapacaksın, para arkadan gelir.
Bütün bunları yaparken, düşünürken, daima aklımda tuttuğum şu sözleri çok seviyorum: ‘’HAYAT, ÇATLAK BİR BARDAKTIR, SUYA BENZER, İÇSEN DE BİTECEK,
İÇMESEN DE HAYATTAN TAT ALMAYA BAK, İÇSENDE BİTECEK İÇMESEN DE’’!!!
Kardeşim Rıfkı Boynukalın’a sizlerle sohbet etme imkânı verdiği için kendisine teşekkürlerimi sunuyorum.
Selâm ve Saygılarımla
TURGUT ÖLÇER
Yorumlar
Yorum Gönder